Bir Efsane Şehri ÇANAKKALE

Truva Antik Şehri ve Truva Atı

 

Truva Antik Şehri

 

Troya (Hititçe: Vilusa, Yunanca:, Troia veya , İlion, Latince: Troia veya Ilium) Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada'da bahsi geçen Troya savaşının geçtiği antik kent. Antik İda Dağı'nın (Kaz Dağı) eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alır.

Günümüzde Türkiye sınırları içinde yer alan Troya kentinin adı Fransızcanın etkisiyle bu dildeki Troie kelimesinin okunuşundan Türkçeye Truva olarak da geçti ve yaygınlaştı. Anadolu'daki bir kentin isminin Fransızca'dan alınması arkeologlar ve resmi kurumlarca eleştirilmekte, "Troya" adı yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Bugünkü Hisarlık (39°58'K, 26°13'D) mevkinde 1870'lerde Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilen antik şehrin kalıntılarında ondan daha sonra yapılan kazılar sonucunda, aynı yerde yedi kez -farklı dönemlerde- kent kurulduğu ve farklı dönemlere ait 33 katman olduğu saptanmıştır. Schliemann Troya'da bulduğu hazineyi önce Yunanistan'a kaçırmıştır. II. Dünya Savaşı'ndan önce Almanya'da olduğu bilinmekte olan hazine daha sonra kayıplara karışmış ve yakın zamana dek hazine hakkında bilgi alınamamıştır. Fakat kısa zaman önce Ruslar bu hazinenin kendilerinde olduğunu açıklamışlardır.

 Truva Atı

Truva atı, zekasıyla ünlü Odysseus'un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan at maketidir. Savaş yaklaşık 10 yıldır sürüyordur. Askerler bıkkın ve yorgundur. Zekası yüzünden Athena tarafından da sevilen Odysseus'un aklına tahtadan bir at yapma fikri gelir. At yapılır ve en seçkin askerler atın içindeki bölmelere gizlenirler. Yunan ordusu Tenedos (Bozcaada)'un arkasına gizlenirler. At kumsala bırakılır. Truvalılar atı tanrılardan bir hediye olarak kabul eder. Yunanlıları yendiklerini ve savaşın bittiğini düşünürler. Atı şehrin içine alıp, kutlama törenleri yaparlar. Hava kararınca Yunan ordusu tekrar gelir ve şehre giren askerlerin açtığı kapılardan şehre girerler. Şehir yağmalanır.Kalan Truvalılar'da Aieneas önderliğinde İda dağına kaçtılar ve uzun bir deniz yolcuğu sonucu İtalya'ya varıp Roma medeniyetinin temelini attılar. Olympos taki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur. Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalılar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar. Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, ağlayıp, sızlanarak Yunanlılardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğu yalanını söyler, ve şöyle devam eder:

 Tahta at Tanrıça Athena'ya kutsal bir sunak olarak yapılmıştır. Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu dar şehir kapılarından şehrin içine almalarını engellemek içindir. Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır. Ama Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena’nın lütfu Troyalılara yönelecektir.

 Barış özelemiyle yanıp tutuşan Truvalılar bu yalana inanırlar ve  tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla çoşan ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılara gafil avlanırlar. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akha Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen harabe haline dönüşür. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu korkunç katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.

© 2008 All rights reserved.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode